TCMB, Moody’s’in kredilere etkilerini hafifletebilir

Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine ve bankaların elini rahatlatabilecek diğer önlemleri almaya devam edebileceğine dikkat çeken Destek Yatırım Araştırma Müdür Yardımcısı Adnan Çekcen, “Moody’s’in not indirimi sonrası bankaların artan faiz maliyeti konut kredilerine de yansıyabilir. Ancak TCMB alabileceği kararlarla Moody’s’in bankalar üzerinde yarattığı maliyeti hafifletebilir” dedi

Son dönemde 3 büyük kredi derecelendirme kuruluşundan Standard&Poor's’un 20 Temmuz'da Türkiye'yi yatırım yapılabilir seviyenin 2 basamak altında değerlendirmesinin ardından Fitch’in 19 Ağustos'ta Türkiye'nin durağan görünümünü negatife çekmesi ve son olarak geçtiğimiz günlerde Moody’s’in Türkiye’nin kredi notunu düşürerek Türkiye'yi ‘yatırım yapılabilir' ülke konumundan çıkarmasının konut kredileri faizleri üzerinde de bir baskı yaratacağı konuşuluyor.

Bu gelişmelerin sektöre olan etkilerini Emlakjet’e değerlendiren Destek Yatırım Araştırma Müdür Yardımcısı Adnan Çekcen, kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in Türkiye’nin kredi notunu düşürmesi sonrası ilk etapta bankacılık sektörünün olumsuz etkilenebileceğini ancak ana etkinin bankaların sendikasyon kredilerinde yaşanabileceğini belirtti. Çekçen, “Bilindiği üzere yerli bankalar vadesi dolan krediler tekrar çevirebilmek adına yurtdışından sendikasyon kredileri temin ediyorlar. Kredi notunun düşmesinden kaynaklı, yurtdışından sağlanacak kredilerin maliyetlerinde artış yaşanabilir. Bu da yurtiçindeki kredi arzının maliyetleri üzerinde baskı yaratabilir” dedi.

Faiz koridorunun üst bandında indirime gidilebilir

Merkez Bankası’nın (TCMB) bu dönemde bankaların elini rahatlatabilecek önlemlere devam edeceğini öngördüklerini belirten Çekçen, “TCMB’nin yılın başından bu yana yaptığı faiz indirimlerinin yanında bankaların maliyetlerini hafifletecek adımlarını da devreye soktuğunu biliyoruz. Mevduat bankalarının, Merkez Bankası’nda tutmak zorunda oldukları TL zorunlu karşılıklarına ödediği faizi toplamda 100 baz puan indiren Merkez Bankası bu hamlesiyle bankaları bir hayli rahatlatmıştı. Faiz koridorunun üst bandında yapılan indirimden ziyade TCMB’nin bu ikinci hamlesi sonrası Türk bankalar kredi faizlerinde net indirimlere gitti. Bu adımlarında devam edeceği beklentisi ise devam ediyor. Çünkü TCMB’nin simetrik faiz koridoru hedefine göre, faiz koridorunun üst bandında indirime gidecek alanı var” değerlendirmesinde bulundu.

Bu durumda faiz indirimlerinin devam etmesi ve başta belirtilen hamlelerle bankaların elini rahatlatabilecek diğer önlemlerin devamının gelebileceğine dikkat çeken Çekçen, “Moody’s’in not indirimi sonrası bankaların artan faiz maliyeti konut kredilerine de yansıyabilir. Ancak TCMB alabileceği kararlarla Moody’s’in bankalar üzerinde yarattığı maliyeti hafifletebilir” dedi.

Eylül ayı enflasyon güven endeksleri olumlu

TUİK tarafından açıklanan genel ekonomik duruma ilişkin beklenti ve eğilimleri gösteren Ekonomik Güven Endeksi’nin Eylül’de 87.8 ile bir önceki aya göre % 20.8 artış kaydettiğini belirten Çekcen, şöyle devam etti: “Sektörel bazda açıklanan rakamlarda ise İnşaat Sektörü Güven Endeksi’nin Eylül ayında 82 olduğunu, bir önceki aya göre % 3.2 oranında arttığını görüyoruz. Son konut satışları ise beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Ağustos ayında Türkiye genelinde 114.751 adet konut satılmış. Bu rakamla 2016 yılının ilk 8 ayında toplamda 826.893 adet konut satışı gerçekleşmiş durumda. 2015 yılının tamamında toplamda 1.289.320 adet konut satılmıştı. Eylül ve Ekim ayından sonra piyasaların genel olarak açıldığını düşünürsek Ekim ayında gelecek ilk rakamlarla hedefin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini göreceğiz. Bu noktada hem hükümet tarafından hem TCMB’nin alabileceği kararların yansımalarını izleyeceğiz.”

Yabancı analistlere göre tecrübeli yatırımcı sadece kredi notuna güvenmiyor

Türkiye’nin not indirimi ile ilgili gelişmeler bu şekilde devam ederken, derecelendirme sektörünün "Büyük Üçlü"sü olarak bilinen Standard and Poor's, Moody's ve Fitch Ratings, piyasalar üzerinde sahip oldukları etkinin yanı sıra aldıkları manipülatif ve yanlı kararlar nedeniyle tartışma konusu olmaya devam ediyor. Verdikleri kredi notlarıyla milyonlarca şirket ve yüzlerce ülkenin borçlanma maliyetlerini ve yatırım pozisyonlarını etkileyen "Büyük Üçlü"nün yeterli denetime tabi tutulmaması ciddi sorunlara yol açabiliyor. ABD'nin önemli düşünce kuruluşlarından Dış İlişkiler Konseyi'nin Kıdemli Uzmanı Sebastian Mallaby, yaptığı değerlendirmede, kredi derecelendirme kuruluşlarının neden olduğu sorunları çözmekte en etkili yolun yatırımcıların körü körüne kredi kuruluşlarının notlarına güvenmek yerine kendi araştırmalarını yapmaları olacağını belirtti. Şu an Illinois eyaletindeki bir yerel yönetimin Üst Düzey Finans Yöneticisi olan eski Moody's analisti Ivan Samstein ise tecrübeli hiçbir yatırımcının tek başına kredi notlarına güvenmeyeceğini vurgulayarak, "Tecrübeli bir yatırımcıysanız sadece kredi notlarına asla bel bağlamazsınız, piyasalar bunu çok iyi biliyor" dedi. Mott Capital Management'ın Portföy Müdürü Michael Kramer da "Yatırımcılar artık kredi derecelendirme kuruluşlarının notlarına bakmak yerine ilgilendikleri şirketin veya ülkenin mali göstergelerine bakmayı tercih ediyor" değerlendirmesini yaptı.

Emlakjet Haber

0 Takipçi