Depreme karşı önlemde 5 soruda su yalıtımı!

Binalarda depremin yol açtığı büyük yıkımların en önemli nedenlerinden biri olan korozyonu ‘su yalıtımı’ engelliyor. Bugün konut stoğunun % 70-80’inde ise su yalıtımı yok. İşte 5 soruda bu alanda merak edilenler

Türkiye topraklarının % 92’si ve nüfus yoğunluğunun % 95’i deprem kuşağında. Çanakkale ve Adıyaman’dan sonra Bodrum’da peş peşe meydana gelen depremler, 17 Ağustos 1999 Marmara depreminin yıldönümünde olduğumuz ülkemizin taşıdığı riski yeniden hatırlatıyor. Depremde yıkılan binaların % 64’ünün yetersiz su yalıtımı nedeniyle taşıyıcı betonun içindeki demirin paslanıp çürümesine (korozyona) bağlı olarak çöktüğünü hatırlarsak, bu noktada su yalıtımı nın da önemi ortaya çıkıyor. 6.5 milyon konutun deprem açısından riskli bina statüsünde olduğu Türkiye’de 22 milyonluk konut stoğunun bugün yaklaşık olarak % 70-80’inde halen su yalıtımı yok.

Binalar, su yalıtımıyla gücünü kaybetmiyor

Herhangi bir yoldan binaya sızan su, oksijen ve beton içerisinde farklı kimyasal içeriğe sahip maddeler ile kimyasal tepkimeye girerek paslanmaya, yani korozyona neden oluyor. Korozyon sonucunda binanın taşıyıcı sistemi öyle zayıflıyor ki, su yalıtımına sahip olmayan bir bina, yapımından sonraki 10 yıl içinde taşıma kapasitesinin yarısından fazlasını kaybediyor. Binanın taşıyıcı sistemini zayıflatan korozyonu engellemenin tek yolu ise su yalıtımı. İZODER tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunduğu taslak ile su yalıtım proje ve uygulamalarının denetlenmesini sağlayacak bir ‘ Su Yalıtımı Yönetmeliği ’ beklenirken, kentsel dönüşüm sürecinin bu alanda bir fırsat olduğu belirtiliyor.

Depreme karşı önlemde 5 soruda su yalıtımı!

1- Su yalıtımı binaların hangi bölümlerine uygulanır?

Binaların uzun bir zaman diliminde konforlu ve dayanıklı kalabilmesi için; iç, dış, temel ve çatılarda su almaması için yapılan işlemlere ‘Su Yalıtımı’ denir. Yağmur, kar, çiğ, yeraltı suları, bina içi kullanılan sular (mutfak, banyo, tuvalet gibi ıslak hacimlerdeki su kaçakları), binanın inşa edildiği zeminde bulunan basınçlı veya basınçsız yeraltı suları nedeniyle binalar suya maruz kalmaktadır.

2- Su yalıtımı yapılırken nelere dikkat edilmeli? Su yalıtımı yapılmış bir bina depreme karşı bir avantaj elde eder mi?

Doğru su yalıtımı malzemesi seçimi ve seçilen malzemenin tekniğine ve uygulama kurallarına uygun olarak sertifikalı uzman kişilerce uygulanmasına dikkat edilmeli. 1999 yılında yaşanan Marmara Depremi’nin ardından Richter ölçeği, tsunami, zemin etüdü gibi kavramlar hayatımıza girdi. Korozyon da bu kavramlardan biridir. Depremde birçok yapının yıkılmasının nedeni korozyon, yani paslanmaydı. Su yalıtımı korozyona karşı etkin bir önlemdir.

3- Su yalıtımının maliyeti çok yüksek mi?

Seçilen malzeme, uygulanacak yere göre değişkenlik gösteren su yalıtımının maliyeti sanıldığı gibi yüksek değildir. Toplam bina maliyeti içerisinde % 3 gibi bir paya sahiptir.

4- Yeni binalarda su yalıtımı zorunlu mu?

Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’ne göre binanın çatı ve temellerinde su yalıtımı yapmak zorunludur. Ancak kapsamlı ve etkili su yalıtımı yapılabilmesi için taslak halindeki “Su Yalıtım Yönetmeliği” ivedilikle çıkarılmalı ve yapı denetim kapsamına alınarak yeni binalarda zorunlu olarak uygulanmalı ve denetlenmelidir. Doğru su yalıtımı yapının inşaat aşamasında yapılmalıdır. Daha sonra yapılacak yalıtımlar iyi sonuçlar vermeyecektir.

5- ‘Su Yalıtımı Yönetmeliği’ tüketici, üretici ve uygulayıcıya nasıl yansıyor?

Su yalıtımının projelendirilmesi, uygulama ve malzemenin denetlenmesi, raporlanması ve bu raporların iskan için geçerli belge olarak kullanımını 3 Temmuz 2017’de yayınlanan Yeni Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği şart koşmaktadır. Bu yönetmelik uygulamanın nasıl yapılacağına yön veriyor. Yapılarda kullanılan ‘su yalıtımı’, doğru malzeme ve doğru uygulamaya bağlı olarak, üretici, uygulayıcı ve tüketiciyi doğru bilinçlendirme ve yönlendirme, yapının ekonomik ömrünün korunması ve bu süre boyunca sağlıklı, konforlu, güvenli binaların yapılmasını sağlıyor.

Emlakjet Haber

0 Takipçi