Havza alanlarında arzın artması normal mi?

Yağış sularının depolandığı, yüzeysel akışa geçen suların bir mecrada toplandığı ve bu olayların etki alanı içerisinde kalan sahaların tamamını ifade eden 'havzalar', bugün gayrimenkul sektöründe önemli bir konumda. Havzaları korumak amacıyla İSKİ Havza Koruma Alanları ilan edilen bölgelerde emsal değerlerinin düşük olması, yatay yapılaşma ve arsaların daha ucuza mal edilebilmesini beraberinde getirdiği için firmalar açısından daha çok tercih edilir oldu. Bu durumdan bölgesel olarak etkilenen ilçeler; Çatalca, Büyükçekmece, Küçükçekmece, Esenyurt, Başakşehir, Arnavutköy, Sultangazi, Beykoz, Ümraniye, Çekmeköy , Sancaktepe, Sultanbeyli, Pendik, Tuzla, Şile olarak sıralanırken ilgili bölgelerin bir yandan da mega projeler ve gelişen raylı sistem ulaşımı yla yatırımda tercih edilme nedenleri arttı.

1 yılda 25 milyar dolarlık ticari işlem döndü

Yıldız Teknik Üniversitesi Teknopark’ta faaliyet gösteren Türkiye Veri İşleme Merkezi TUVIMER’in araştırması sonuçları da bu bilgileri doğrular nitelikte. TUVİMER verilerine göre, İstanbul’da havza alanlarına yönelik gayrimenkul arzında işlem hacmi son iki yılda 2.5 kat arttı. Araştırmaya göre 2014 yılında 59.146 olan gayrimenkul arzı, 2015’te küçük bir düşüşle 54.367’ye, 2016 yılında ise büyük bir sıçramayla 124.842’ye yükseldi. Havza alanlarında arz edilen gayrimenkullerin oluşturduğu yıllık ticari hacim ise 2014 yılında 8.99 milyar dolardan 2005’te 16.4 milyar dolara, 2016 yılında ise 24.81 milyar dolara ulaştı.

Havza arazilerinin takibinde boşluklar var

Havzalarda yapılaşmanın koruma planı çerçevesinde belli koşullarda yapılabildiğini belirten TUVIMER Genel Müdürü İshak Kurtuluş Altun, “İstanbul havzaları için İSKİ’nin İçmesuyu Havzaları Yönetmeliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde ihtiyaç duyulan içme ve kullanma sularının temin edildiği belediye sınırları dahilinde ve haricinde bulunan yüzey ve yeraltı su kaynaklarının çeşitli yollarla kirlenmesini önlüyor. İçmesuyu havzalarında yapılaşma koşulları da, İSKİ İçmesuyu havzaları yönetmeliği kapsamında açıklanıyor” dedi.

Bu alanlarda Çevre Düzeni Planı ve imar planlarının hazırlanması ve hazırlanan planlar doğrultusunda hareket edilmesi gerektiğini belirten Altun, “Dünya sıfır kirletme esasıyla cazibe ve potansiyel taşıyan alanlarını değerlendirirken İstanbul’un henüz bu durumla tanışamadığı gözleniyor” yorumunda bulundu. Altun, yerel otorite ve merkezi birimlerin havza arazilerindeki gelişmeleri izleyip yönettiğini, ancak ilgili birimlerin doğru bilgilendirilmesi bakımından boşluklar olduğunu kaydetti.

Emlakjet Haber